-
bir yazar arkadaşın yazısını gördüm
Şöyle diyor du
Kimse Elden olan sebeplerden dolayı vakitsiz ölmemeli
Bunun hakkında şöyle diyebilirim
Hırsızlık çağımızın hastalığı
Meslek demiyorum bak meslek olarak kullananlara hak veriyorum zaten , başarabiliyorsa yapsın kardeşim
Ben Hastalıktan bahsediyorum bu diğerinden daha kötü aslında
Mahallen de 1 tane hırsız oturur fiziki şeylere hitap eder giden malın olur yani
Maddi zararla atlatırsın
Ama bunda ne olduğunu neyi kaybettiğinin bile farkına varamıyorsun
Bak burada belli bir camia var kimi kalbini çaldır mış
Kimi işini başkasına kaptırmış
Ben ciğerlerimi kime bıraktım hatırlamıyorum
Biz bu hastalığın arasında ömrümüzden günlerimizi nasıl muhafaza edecez
Bana katılmıyorsan kardesim suan senin zamanını çalıyorum dur
Mutluluğu arayan arkadaşlar .
Mutluluk nedir ? Nasıl olur ? Kimde olur ?
Gibi etryler atıyorsunuz cevabını aradığınızı düşündüğüm şey hakkında yazacağım
İnsan ilişkilerinin sonunda
Bir savaştan çıkmış gibi hissediyor
Elde sadece kale kalmış
Onunda kapıları kapalı
Sadece güvercin yolluyor dışarıya
Dumanla haberleşme devri geride kaldı tabi
Güvercinler le iletişim kuruluyor
Bu iletişim deki sohbette
tabi tek güvendiği güvercin olur .
Mutlu olmak istiyorsak
Öncelikle bize acı veren şeylerden tamamen kurtulmalıyız
Kurtulmalıyız ki
mutluluk verecek şeyler için hayatımızda yer açılsın
Kapıları açmadan önce icerde bir yer açmak gerek .
Herşey yolundayken eminim
seviyordunuz
Saçlarını , kulağının arkasına düşüşünü
Yanakları herkezden başkaydı belki
Güldüğü zaman kafası önüne eğer utanırdı .
Bunlara ve daha fazlasına tutuluyordun belki
Herşey güzeldi evet .
Kabullenmek erdemliktir .
Kendine bir şeyi itiraf et
" Yanınızda olmayan kişiye anlamlar yükleyerek mutlu olmayı mı düşünüyorsunuz ? "
Öncelikle şunu sorun kendinize
Ben mutlu olmak istiyormuyum ?
Eğer bu zamana kadar sevgi yüzünden acı çekerek geldi iseniz . Bu sorunun cevabı bellidir
Çünkü mutlu olmak isteyen insan
Vazgeçer
Belki başlarda Etinden kemiğini ayırır gibi gelir
Belki sonra işkence gibi gelir ama
biter hikaye
nokta konulur .
Siz birde kafanızda bitirin öyle konuşalım
İlk önce kafamızdaki konuşmalardan , diyaloglardan kurtulmamız gerek
bunca laf , bunca kalabalık yoruyor bizi
sanki şehirde değiliz de bir tabutun içine sıkışıp kalmışız
kol kola dolaşıyor etrafta ölüler
kimse duyduğunu bilmek istemiyor
dinleseler de bilmek istemiyorlar
yaşasalar da bilmek istemiyor .